Memed Erdener

Ben Biz'im – 2017

Türkiye ve Osmanlı’da hüküm sürmüş tüm liderler aslında tek bir kişiymiş diye hayal ettim. Sonra sanki bu kişi benmişim gibi kısa bir tarihi özet yazdım. Kronolojik bir sıralamaya önem vermedim.

Avrupa’yı, Asya’yı, Afrika’yı fethettim.
Üç kıtanın Doğulu sahibiydim.
En büyüktüm.
En zengindim.
En bilgiliydim.
Öğrenecek veya yapacak bir işim kalmadı.
Eğitim sistemindeki matematik, geometri ve fen bilimlerini kaldırdım.
Yakın Doğu bu kararıma itaat etti.
Uzun zaman geçti.
Yüzyıllar içinde bağnazlık her boşluğu doldurdu.
Uzun zaman geçti.
Avrupa’yı, Asya’yı, Afrika’yı kaybettim.
Her şeyi kaybettim.

Baştan başladım.
Her şeyi tekrar düşündüm.
Cesur davrandım.
Bir milyondan fazla ermeniyi yaşadıkları topraklardan sürdüm.
Bu zorunlu göç esnasında çoğu öldü veya öldürüldü.
Ülke, negatif alana kavuştu.
Biz tasarımcılar boşluğun önemini biliriz.
Kimileri buna soykırım dedi.
Ben boşluk dedim, önemsemedim.
Dünya da önemsemedi.
Ben öyle sanmışım, meğer ilham verdiğim bazıları varmış.
Tasarım ilham vericidir.

Ardından kendime helenistik tarzda bir anıt mezar yaptırdım.
Antik yunana olan ilgim islami cemaati böldü.
Toplumdaki bu bölünme manipülasyonlara imkan sağladı.
En eğlencelisi ise herkesi şapka giymeye zorlamam oldu.
Buna şapka devrimi dedim.

Hat sanatı yerine modern tipografiye ilgim daha fazlaydı.
Bu sebeple, Arap harflerini yasakladım, Latin harflerinin kullanılmasını zorunlu kıldım.
Şaşırtmayı severim, mesleki bir deneyim.
Ayrıca büyük bir tasarımcı olarak tabii ki dil ile ilgilendim.
Unutmayın! Her dil bir hapishanedir.
Karşınıza çıkan her yeni dil, bağlı olduğunuz bir önceki zindandan kaçmanıza imkan verir.
Zindanlar arası geçiş esnasında kısa bir süre olsa da hür olunabilir.

Ülkede konuşulan yunanca, ibranice ve ermenice beni sinirlendiriyordu.
Farklı yollar deneyerek, bu dilleri konuşanları rahatsız ettim.
Öyle çok rahatsız ettim ki sonunda gittiler.
“Doğuda Kürtçe konuşanlar var” dediler.
Bu konuyu önemsemedim.
Onlar dağ Türkleri ve konuştukları dil dağ Türkçesi dedim.
Konu bir süreliğine kapandı.
Neticede ben egemen olan kişiyim.
Egemen istisna durumunu belirleyen kişidir.¹

Üç veya dört defa darbe yaptım.
17 yaşındaki genci bile astım.
“Neden?” diye soranlara "asmayalım da besleyelim mi?” dedim.
Bu cümlem unutulmaz oldu.
Ellerindeki her şeyi alsam da kafalarının içini değiştiremedim.
Bu sebeple üç veya dört defa darbe yaptım.
Topraktan kan fışkırdı.
Sustular.
Büyük bir trajediydi.
Neden trajedi bize zevk verir?²

Başını örten kadınların okullara alınmasını yasakladım.
Kamusal alanı müslümanlara dar ettim.
Çünkü insanların kutsal saydığı şeyleri kim yıkmaya cüret ederse yasa koyucu o olur.
Sonra fikir değiştirdim.
“Bilgi yerine inanç” şiarı ile yola devam etmeye karar verdim.
Acele islamlaşma kararı aldım ve uyguladım.
Polis teşkilatı ve ordunun yönetimini dini cemaatlere verdim.
Kamusal alanda islami bir baskı yarattım.
Farklı olmak isteyen herkesin canına okudum.
Çünkü, kötülük, hatalara, açık uçlara ve kaba tahminlere katlanamaz.
Bu yüzden de bürokratik akılla akrabadır.³

127.000 web adresine girişi engelledim.
Mesela Wikipedia’yı kullanamadılar.
Tarih kitaplarını, eğitimin içeriğini istediğim gibi değiştirdim.
Geçmişi hamaset ve kahramanlık hikayeleri ile doldurdum.
Başka bir tarih ile varolmayan bir geçmiş yarattım.
Ne demişler:
Geçmişe hakim olan bugüne de hakim olur.⁴
Sevimli gençleri bağladım ve acımasızca eğittim.
Okula gitmeyen çocukları işe aldım.
Senede ortalama 50 çocuk işyerlerinde öldü.

Eşcinselliğin hastalık olduğunu ilan ettim.
Eşcinsellere yapılan saldırıları seyrettim.
“Kadın gibi 100 sene yaşayacağıma, adam gibi bir sene yaşarım” dedim.⁵

Güzellik, hakikat, uygarlık, biçim, beğeni, sınıf ve cinsiyet.
Bu kavramları entelektüellerin elinden aldım.
Kültür onlara bırakamayacağım kadar tehlikeli.
Felsefecilerin yüzyıllardır içinden çıkamadığı bir problemi yok ettim.
Bilinçdışı varlık ile maddiyatı birleştirdim.
Böylece Allah ve para artık birbirinden ayrılmaz kavramlar oldular.
Nasıl mı yaptım?
Bu başarıyı iki önemli eksiltmeye borçluyum.
Dinden vicdanı çıkarttım.
Böylece din içeriksiz bir taraftarlar kulübü oldu.
Böylece iman tehlikesiz oldu.
Siyasetten ekonomiyi çıkarttım.
Böylece zenginler için seçimlerdeki risk ortadan kalktı.
Böylece siyaset zenginler için bir tehdit oluşturamaz oldu.
Ludwig’in dediği gibi “az daha çoktur”.⁶

Olağanüstü hal ilan ettim.
Bu yaptığımı çok beğendim.
Süresini hep uzattım.
150 gazeteciyi hapse attım.
Gazetelerin başlıklarına ben karar verdim.
Muhalif gazetelere el koydum.
Bazılarını kapattım.
Muhalefet partisinin eş başkanlarını hapse attım.

Yine, “Doğuda kürtçe konuşanlar var” dediler.
20 senede 40.000 kişi öldürdüm.
“Hala Kürtçe konuşuyorlar” dediler.
Kürtçe konuşmayı serbest bıraktım.
Ardından tanklar ve uçaklarla yaşadıkları şehri bombaladım.
Şehrin tarihi meydanını yok ettim.
Baro başkanını, tarihi kentin meydanında basın açıklaması yaparken canlı yayında öldürdüm.
Fütürist bir manifesto gibiydi.

Başkentte dev bir inşaat başlattım.
“Bu nedir?” dediler.
“Meclis için yeni bir bina yaptırıyorum” dedim.
Hemen inandılar.
Meclis yerine kendime 1.000 odalı bir saray yaptırdım.
Saray bitince ülke başkanlık sistemine geçti.
Meclisin bir hükmü kalmadı.
İhtiyacın fark edilmesi tasarım için birincil koşuldur.⁷

Boğaziçi’ndeki okulu yaktım, otel yaptım.
3.000.000 ağaç kestim, havaalanı yaptım.
Senede yaklaşık 300 kadın öldürdüm.
Açlık grevindekileri esir aldım.
Hamile kadını tutukladım.
Yanlışlıkla işkence yaptım sonra tahliye ettim.
Ayda bir panzerle insan ezdim.⁸
Kısacası Halka cesaret vermek için halkı dehşete düşürdüm.⁹
“Ben zenginleri severim” diyerek yerimi belli ettim.
Toplum içinde dokunulmazlar ve dışlanmışlar diye statüler yarattım.
Dokunulmazlara büyük kazanç sağladım.
Kazançlarından komisyon aldım.
Dışlanmışları her fırsatta aşağıladım.

Milyonlarca dolar çaldım.
Ardından ses kayıtları ortaya çıktı.
Berbat bir hadiseydi.
Bu kayıtları herkes dinledi.
“Yalan!” dedim.
Dava açan savcıları tutukladım.
Meydanlarda “ben size hizmet etmek için buradayım” dedim.
Seçimde yine beni seçtiler.
Böylece iktidarın iki yüzüne de sahip oldum.
Hem terörü, hem merhameti sahiplendim.
Her şeyi yokedebileceğimi bildikleri için korktular.
Canlı kalmalarının sebebinin onlara merhamet duymam olduğunu anladılar.¹¹
Ve bana aşık oldular.
Tebaam ile aramda siyasi bir aşk doğdu.
Yunanlılar buna agape diyor.¹¹
Mükemmelliğe, eklenecek başka bir şey kalmadığında değil, çıkarılacak hiçbir şey kalmadığında ulaşılır.¹²

Kötülük yaptım, nezaket gördüm.
Beni adalete teslim edecek kimse kalmadı.
İnsanlara nüfuz edip onları işgal ettim.
Onları kendi amacı için kullanan bir parazite dönüştüm.
Felaketten beslenmeyi öğrendim.

Komünal dayanışmaya değil bireysel elitizme oynadım.
İşbirliğine değil, kazananın her şeyi aldığı türden bir rekabete inandım.
Adaletli davrandım, eşitlikçi bir terör uyguladım.
Aynı cezayı eğitimliye ve eğitimsize farklı isimler ile verdim.
Eğitimliye demokratik terör, cahile ilahi şiddet verdim.¹³
Unutmayın!
Sadece saçmalığa teşebbüs edenler imkansızı başaracaklardır.¹⁴

Neticede bir millet değil, bir yığın yarattım.
Yığını kolayca kandırabilirsiniz, duyguları hiçbir temele dayanmaz.
Yığın düşünmez, mâruz kalır.
Nezleye yakalanır gibi tutulur bir fikre.
Ateşi yükselince aslanlaşır.
Nöbet geçince her mukaddesi unutuverir.¹⁵

Size bir sır vereyim ve bu konuşmayı burda bitireyim.
Modernizm maneviyat ile ilgilenmeyince benim gibilere gün doğdu.
Biz maneviyatı siyasallaştırdık.
Bilgiyi suç ile ilişkilendirdik.
Hukuksuzluğu yaygınlaştırdık.
Doğru olanı değil, makbûl olanı yücelttik.¹⁶
Politik kültüre “sürekli inkar” kavramını yerleştirdik.¹⁷
Çünkü, cehalet güçtür.¹⁸

Dipnotlar


Every language is a prison. Every new language you encounter will enable you to escape the dungeon you were locked up in. In between the dungeons, it is possible, albeit for a short while, to be free.

  1. “Sovereign is He Who Decides on the Exception” –Carl Schmitt

  2. “Why Does Tragedy Give Pleasure?” –Terry Eagleton

Whomever Dares to Destroy the Things People Deem Sacred is the Law Maker

  1. “Flaws, loose ends, and rough approximations are what evil cannot endure. This is one reason why it has a natural affinity with the bureaucratic mind.” —Terry Eagleton

  2. “Who controls the past controls the future” —George Orwell

“Adorable teens tied up and brutally educated”

  1. “Instead of living a 100 years like a woman, I’d rather live a year like a man.” –İbrahim Hacıosmanoğlu

  2. “Less is more.” —Ludwig Mies van der Rohe

  3. “Recognizing the need is the primary condition for design.” –Charles Eames

  4. Cihat Duman

  5. Zizek, Ahir Zamanlarda Yaşarken, sayfa 16

  6. Zizek, Ahir Zamanlarda Yaşarken, sayfa 62

  7. Zizek, Ahir Zamanlarda Yaşarken, sayfa 138

  8. Agape: siyasi aşk (yunanca)

  9. “Perfection is achieved not when there is nothing more to add, but when there is nothing left to take away.” –Antoine de Saint-Exupery

  10. Walter Benjamin

  11. “Only those who attempt the absurd will achieve the impossible.” –M.C. Escher

  12. John Ruskin

  13. Tanıl Bora, Cereyanlar, sayfa 29

  14. Tanıl Bora, Cereyanlar, sayfa 40

  15. “Ignorance is strength.” –George Orwell, 1984